İSRAİL GERÇEĞİ

Perşembe günü İsrail kuruluşunun 60. yıldönümünü kutlayacak.

Başta ABD Başkanı Bush olmak üzere birçok lider kutlamalara katılacak.

Aynı sıralarda İsrail askerleri Gazze ve Batı Şeria’da Filistinli çocuk ve kadınları öldürmeyi sürdürüyor olacak. 90 yıldır yaptığı gibi.

Peki neden?

Çünkü İsrail devletini Filistin toprağı üzerinde kuranlar ve kurduranlar bölgenin hiçbir zaman barış, istikrar ve dostluk içinde yaşamasını istemiyor ve istemeyecek.

Osmanlı’nın 1917’de Filistin’den çekilmesi ve buranın İngiliz işgali altına girmesi ile Siyonist örgütler dünyanın dört bir yanında yaşamakta olan Yahudilere ‘Gelin Büyük İsrail devletini kuralım’ diyerek onları Filistin’e göç ettirdi. 1917’de Filistin’deki Yahudi sayısı 50 bin iken 30 yıl sonra bu sayı 600 bine ulaştı. Filistin’e getirilen Yahudiler, kurdukları Hagana, Stern ve Argun gibi terör örgütleriyle Filistin halkına yönelik inanılmaz cinayetler işledi.

İşgalci İngiliz askerleri Kıbrıs’ta Rumlara verdiği desteğe benzer şekilde hep onlara yardım etti.

1947’ye gelindiğinde bu kez ABD’nin istemiyle devreye BM girdi.

Durumu incelemek üzere Filistin’e giden BM Genel Sekreter Yardımcısı, Yahudi devletine destek vermeyince siyonist çeteler tarafından öldürüldü.

Bu kez devreye ABD Başkanı Truman girdi ve BM’deki gücünü kullanarak Filistin’in ikiye bölünmesi ve bir bölümünün Yahudilere vatan olarak verilmesi yönünde BM Genel Kurulu’nda bir karar aldırdı.

Yani bir ülkenin yarısı kendi halkından alınarak başka yerlerden getirilen insanlara verildi. Gerekçe ise bu insanların yurdu yoktu.

Bu tümüyle yalandı. Filistin’e göç ettirilen Yahudiler bulundukları ülkelerde gayet mutlu ve iyi yaşıyordu. Örneğin Türkiye’de...

Osmanlı Padişahı Beyazıt, Yahudileri Haçlı İspanyol Kralı Ferdinand’ın zulmünden kurtarmak için gemilerini bu ülkeye göndererek onları Selanik, İstanbul, Halep, Beyrut gibi Osmanlı’nın çeşitli kentlerine yerleştirdi.

Ama yaklaşık 450 yıl Osmanlı toprağında mutlu ve imtiyazlı yaşayan İspanyol Yahudileri’nin büyük bölümü İsrail devleti kurulduğunda Türkiye’den kaçarak İsrail’e göç etti. Tıpkı Türk diplomatların 2. Dünya savaşı sırasında Alman katliamlarından kurtardığı Yahudiler gibi. Oysa bu Yahudiler Alman, Polonyalı, Yunanlı, İtalyan idi.

Yani İsrail’e göç ettirilen diğer Yahudiler gibi onlar da bu toprakların insanları değildi.

Hıristiyan Hitler’in katliamlarından sonra Hıristiyan Batı’nın Yahudilere sahip çıkarak onları Müslüman toprağı Filistin’e göndermesinin bir tek açıklaması var. İsrail, emperyalist Batı’nın ön karakolu olacaktı.

Nitekim de öyle oldu ve böyle devam ediyor. İsrail devleti kurulduktan sonra bu ülke ile Arap ülkeleri arasında 4 savaş yaşandı. İsrail iki kez Lübnan’a saldırdı ve bu ülkenin güneyini işgal etti. 1948’de kendisine verilen topraklarla yetinmeyen İsrail 1967’de geri kalan Filistin topraklarını (Batı Şeria ve Gazze) ile Suriye’nin Golan, Lübnan’ın Şabaa ve Mısır’ın Sina bölgelerini de işgal etti.

ABD ise Arap ülkelerini gerçek düşman İsrail’e karşı savaşmaktan alıkoyarak onların ‘İslami damarları’nı kabartıp ‘Komünizme karşı’ kullanmıştır.

Ona da bu görevinde bölgedeki gerici, işbirlikçi, faşist, anti-demokratik ve ilkel Arap iktidarlar yardımcı olmuştur.

Sovyetler dağılıp ortada komünist tehlike kalmayınca ABD bu kez Şiiliği ve Şii İran’ı ve onun olası nükleer tehlikesini hedef göstererek Arap ülkelerini İsrail’den uzak tutmaya çalışıyor. Oysa sahip olduğu nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlarla İsrail tüm Arap ülklerini yerle bir edecek güçtedir.

Filistin Yahudiler için kutsal olabilir.

Ama Filistin, Müslüman ve Hıristiyanlar için de kutsal.

O zaman dünyadaki 1.3 milyar Müslüman ile 3 milyarı aşkın Hıristiyan da 27 bin kilometrekarelik Filistin’e göç edip orada yerleşmeli.

İşte İsrail gerçeği böyle bir şey.

Yoksa Arap ülkelerinin tümü ve Filistinliler 1948’de kurulan İsrail’i tanımaktadır. İsrail, ABD ve yandaşları barış, istikrar,dostluk ve esenlik isteseydi bölgede Filistinlilerin bile kabul ettiği ‘uyduruk’ bir Filistin devletinin kurulmasına izin verir ve her şey çözülürdü.

Ama bu olmayacak.

Çünkü ABD ve yandaşları bunu istemiş olsaydı, Afganistan, Irak ve Somali işgal edilmez ve bu kez bölge insanlarına ‘radikal İslam’ eğlencesi sergilenmezdi!

       ALINTIDIR